Samaruksayı Seyir olarak bilinen köyün eski adı, Cumhuriyetin ilk yıllarında, “Küçük Samaruksa” ve daha sonra da “İkisu” olarak değiştirilmiştir.
Köye, Türk ve Müslüman aileler; on sekizini yüzyılın ortalarında başlayarak gelip yerleştikleri bilinmektedir. Sürmene İlçesi dolaylarından, salgın hastalık nedeniyle göç eden, bu günkü Boranoğulları’nın dedeleri, köye ilk gelen Türk ailelerindendir. Aynı asrın sonlarında, Karslıoğulları’nın dedeleri Kars’tan ve Aliyazıcıoğulları’nın dedeleri de Giresun’dan gelerek köye yerleşmişlerdir. Köydeki diğer akraba ve sülaleler; çevre ilçe ve köylerden çeşitli nedenlerle (uyuşmazlık, çatışma, salgın hastalık, arazi verimsizliği…) göç edip gelerek, köyün boş buldukları arazilerine yerleşmişlerdir.
Türk ve Müslüman ailelerin köye gelip yerleştikleri yıllarda, Köyde; çoğunluk olarak Rumlar ve azınlık olarak da Ermeniler yaşamaktaydı.
Köyün; Türklerden önce yaşayan Rum ve Ermeniler tarafından mı kurulduğu, yoksa onlardan önce Trabzon’da yaşayan ırklar tarafından mı kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Rum ve Ermenilerden öncesine ait hiçbir bilgi ve kalıntı yoktur.
Birinci Dünya Savaşı sonunda, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin Ruslar tarafından işgal edilmesi ile oluşturulan Ermeni ve Rum çeteleri köydeki Türk ve Müslüman halk üzerinde baskı ve şiddet uygulamışlardır. Bunun sonucu olarak 1917 yılında halkın büyük bölümü batıya göç etmek zorunda kalmıştır. Halkın tabiri ele muhacır olmuştur. Batıya göç eden halk, Giresun ilinin Alucra ve Şebinkarahisar ilçelerine kadar yaya olarak gitmişlerdir. Bu göçte sahil yolu kullanılmamış, iç kesimlerden ve yaylalardan yürüyerek Giresun ilinin iç kısımlardaki ilçelerine kadar ulaşmışlardır.
1918 yılı başlarında Rus kuvvetlerinin çekilmesi sonucundan göç edenler geri dönüp tekrar köydeki arazilerine ve evlerine yerleşmişlerdir. Göç sırasında ölenler ve öldürülenler olmuştur.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra, köydeki Rum aileler, karşılıklı yer değiştirme antlaşması gereğince Yunanistan’a göç ettirilmişlerdir. Ermeniler, işgal döneminde Türklere yaptıkları baskı ve işkencelerden sonra bir arada yaşayamayacaklarını anlayınca, Kurtuluş Savaşı Zaferi’nden sonra köyü terk etmişlerdir.
Günümüzde Rum ve Ermenilerden kalma ibadethane (kilise), ev ve benzeri bina yoktur. 1930’lardan sonra yıkılmışlardır. Yıkılanlardan Saraylar Kilisesi ile Afyans Kilisesi’nin büyüklükleri ve sanat değerlerinden bu günde söz edilir. Rum ve Ermeni ustalar tarafından yapılmış İkisu Deresi üzerinde üç adet taş köprü bugüne kadar köy ihtiyar heyetleri ve halk tarafından korunmuş ve korunmaya da devam edilmektedir.